İşe gidiyoruz, çalışıyoruz. Sonra eve gelince içimizde acayip bir his oluyor bazen. Kendimizi kullanılmış hissediyoruz. Aslında tam da olması gereken bu.
Çünkü işte çalıştığımız zamanda kazandığımız paradan daha fazlasını iş sahibi kazanıyor. Böyle de olmak zorunda zaten. Mesela işe gittiniz ve saatlik 200 TL kazandınız. Sizin yaptığınız işin ürettiği değer 200 TL'den daha fazla olmak zorunda. Yoksa sizi kim neden işe alsın.
Kapitalist sistem tam olarak bu ilişki üzerine kurulu.
Bazen bunu hiç düşünmüyorum, bazen ise beni rahatsız ediyor. Kendi kendime 'ben bugün 200 TL'den daha fazla değer ürettim, ama 200 TL kazandım' diyorum. Sonra sorgulayınca böyle olması gerektiğini anlıyorum.
Bu elbette her zaman rahatsız etmiyor. Çünkü unutuyoruz. Kanıksanmış bir ilişki bu. Ama bazen hayattaki tüm motivasyonumu alıyor. Sonra düşünüyorum, bu histen nasıl çıkarım diye.
İnsanın kendi işini yapması çok ayrı bir his.
Ben şu anda yüksek oranda başkaları için çalışıyorum. Yani ürettiğim değeri ucuza başkasına satıyorum ve o başkaları benim üzerimden para kazanıyor. Ama bu ilişki beni rahatsız etmeye devam ettikçe kendi işimi kurmak, kendi emeğimi kendim satmak için çabalıyorum.
Bir çıkış yolu arıyorum.
Not:
Buna benzer yazıları günlük gibi kendime yazıyorum uzun zamandır. Bundan sonra bazılarını böyle paylaşacağım. Haftada 2-3 tane en fazla.
Dostum ağzına sağlık. Tam olarak 2017 yılından beri yüksek tempo ile özel sektörde çalışıyorum ve her gün sabah erken kalkıp akşama kadar birini zengin etmek için uğraşıyorum. Son 3 yıldır bu yazıda bahsettiğin duyguları içten içe her gün yaşıyorum ve son zamanlarda bu dayanılmaz bir hal aldı. İnşallah kripto sayesinde bu girdaptan çıkıp ekonomik bağımsızlığıma kavuşacağım… bunun için her gün gece 1 saatte olsa vakit ayırıp uğraşıyorum. Eline sağlık o kadar güzel anlatmışsın ki okurken gözlerim doldu.. Başarıların daim olur İnşallah